Cuma, Ocak 13, 2006

ahmet inam ve onun düşündürdükleri üzerine

ahmet inam'ın ziyaret etmeden yapamadığım web sitesi üzerinden ahmet inam'a değinerek, ahmet inam hakkında ve aslında başka şeyler hakkında bir yazı bu.

tüm yazdıklarına bire bir katılmıyor olsam da, "güzel insan" olduğunu belli etmesi, yaşam üzerine kafa yorması yetiyor çoğunlukla. özgeçmişinde gördüğüm "elektrik mühendisliği" diplomasından sonra felsefe doktorası yapmış olması bile onu sevmeye bir sebep. felsefe ile uğraşmak istemiş, mühendis diplomasına sahip olması mühim değilmiş bunu anlamış. işte bu bile sevmeye yeter bir sebep.

beni irikilten bir cümle vardı. bir dostumla irinlerimi paylaştığım sıralarda okuduğum bir yazı... şöyle diyuordu; "Dostum yaralarımı irinlerimi, sümüğümü, dışkımı paylaşabildiğimdir. Karşılıklı, çirkinliklerimizi tartışıp, güzelleşmeye uğraştıklarımız." (Çirkinlik) İnsanın kendi içindeki irinleri, pislikleri bir başkasıyla paylaşabilmesinin ne denli güzel ve aslında ne denli dönüştürücü olduğunu bu iki cümleden daha iyi iki cümleyle anlatmak imkansızdı.

yine öyle okuduğum bir gün bir başka cümleler takılıverdi gözüme.

Mesela sen nerdesin? Sevgilisin ya nerdesin? Köşe bucak kaçışınla cehennemin diblerine. Uzak telefonlarında soluk soluğa. Sesini duyar duymaz hapşırıyorum. Çiçek tozusun. Beni yapayalnız koyan çiçek tozu.

Mesela sen kimya kitabında olamazsın. O bilimmiş. Nesnelmiş. Sen dilimin ucunda sıcak soluğuma kulağını dayayan bir öznel hatmi çiçeğisin. Mesela sen felsefede falan da olamazsın. Orada akıl var, kavram var, tartışma var, hesabını verme var. Sen hesabımı görensin. Silme sevgilisin. Pırıl pırıl, çağıl çağıl, alnımda, damarlarımda fır dolanan. (Mesela Sen)

insanın aşkı bilmesi, sevgiyi yazabilmesi önemlidir. yazamayan, bilmeyen adam değildir diyeceğim ya olur da bir gün yazarsa adam olur diyeceğim ama kalp kırarız bakarsın demeyeyim.

ahmet inam yazmıştı, ben okuyordum yine, okumaya devam ediyorum... "Şiir bir yurt tutma işidir, Heidegger’e yakın anlamıyla: Bir oikêsis dir. Yâriyle yurt tutar insan. İçindeki dışındaki yâriyle. Yâr şiiri besleyen bir erktir, güçtür, enerjidir. Erôs’tur, libido’dur, wille’dir. Yâr, küreye yuvarlanmış insana cinsel nesnedir, yatak arkadaşıdır. " (Şiir, Şiir, Şiir) şiiri insana yâr göstermek; şiiri kendi dediği gibi özümsemeyi gerektirir. ve ne güzel evet "insan yâriyle yurt tutar". sevgili insanın memleketi olur. yattığın yatak, soluk aldığın şehir, oturduğun bank, içtiğin kahve memleketin oluverir. "benim yerim senin yanındır" demektir bu. memleket neresiyse orası senin yerindir. sevgili memlekettir... yersiz-yurtsuz insan sevgiliyle bir yere-yurda işte bu yüzden sahip olur.

İçim yok. Bulsam. Dışıma çıkacağım. İçimdeki ayna bir uçurum. İçime düştüğüm için çıkamıyorum dışıma. Dışımdaki biçime. İnsanlara. Yüzlere. Nasıl bakıyorum yüzlere? Doğru ürküye. Korkuya. Kalakalmaya. Afakanlara. Basmaya. Kendime. Kendimi. Kendimin saklandığı mağarayı basıp, kendime çıkmaya. Kendimin yüzüne bakmaya. Kendimlerin yüzüne bakmaya. Kendime merhaba demeye. Kendimin inadını yenmeye. Kendime yalvarmaya. "Çık içimden." Çıksa içimden yeni bir içe girer. Ondan çıksa bir öteki içe. İç içe içlenmiştir kendim, içimden çıkarsam kendimi göğe salsam. Kuş olsa. Ağaçlara, ormanlara. Sonra köylerin yamaçlarına. Sonra tarlalardaki başaklara. Sonra korkuluklara. Kargalara. Çıksa. Çeşme başından su içse. Su içse, onu biri görürken. O da onu görse. Görüşseler. Karşılaşsalar. Karşılansa. Merhabamız bir insana. Önce o "merhaba" dese. "Buyur" dese. "Tanrı misafiri. İnsan yolcusu. Hoş geldin." dese. Korkmasa. Korkmasam. Okşasa. Başımı. Okşasam Birlikte dayasak ağızlarımızı iki ayrı kurnaya. Sular gürül gürül aksa içimize. Sular buluşsa iki ayrı için suları. Karışsa birbirine gürül gürül aksa.
...
Çıktım. Vardım. Öptüm. İçim dışım sevgili. (Ürkü)

özleneni anlatıyor, içinden geleni... bu cümlelerin sırrına ermeli. mutlaka anlamalı ve hatta göğsüne asmalı insan. içine kazımalı bu cümleleri. bunların yaşattığı hissi unutmak, insan soyunun kişide ölümü olacaktır. o his... benim kelimelerim yetmiyor. paragrafı tekrar okumalı, tekrar okumalı!

tempo dergisinde de yazıyor ahmet inam. daha hafif yazılar belki, olsun. 1 ytl benim için kıymetli, tempo alıp okumuyorum; ama internet üzerinden zaman zaman takip ediyorum. aklınızda bulunsun...

çağımızın filozofu diyorlar ona. olabilir... bir sıfat getirmeye de ihtiyaç duymuyorum. düşünen olduğuna elbette itirazım yok.

sözü daha fazla uzatmayalım. kendiniz keşfedin ahmet inam'ı!

ilgili bağlantılar:
ahmet inam'ın sayfası
tempo dergisi

0 söylenmiş söz var!

Söyleyecek Sözüm Var!

<< anasayfa